Araştırma Makaleleri

ÖĞRETMEN SORUNLARI

The commission notices in the first line that. there is a lack of interest tovvard the teaching profession among primary school teac- hers: 53 % did not choose their profession willingly. Their main prob- lems consist in the foliowing ones: lack of cooperation with parents, lack of intelligcnce examination among pupils at the entrance of the first grade, need of amclioration of schednles, need of : (better equipement, avoidance of double class in a day, a guidance), insuf- fisient salary. annulation of segregationa) attitude in the villages. and in general the lack of prestige for teachers.

The Junior Hingh School’s teachers are concemed on the first place by teaching problems as follow: necessity to adapt schedules to the actual needs of the life, to have beeter equipement. of anıelio- ration of examen’s regulation... In the second place they ask a better formation for themselves, and for their pupuils, an increase of salary. an objectif appreciation by administrators and for guidance.

This report was prepared by a commission formed by Prof. R. Şemin, by Hikmet Dağlıoğlu who was president of the Association of Pedagogy and Dr. Med. Sadık Baykaner for UNESCO national commitee in Turkey. The data are provided by a research done on 100 primary teachers at the Institut of Pedagogy at the Faculty of Arts (İst. University) and an other one prepared by Semahat Söz- alan on 14.935 Junior High School teachers.

«Öğretmen sorunları- raporu, UNESCO'nun 1970 Eğitim Yılı münasebetiyle Türkiye Milli Komisyonu için Prof. Dr. Refia Şemin'in başkanlığı altında Pedagoji Derneği Başkanı sayın Hikmet Turban Dağlıoğlu'nun üye ve Dr. Sâdık Baykaner'in raportör bulunduğu ko­mitece hazırlanmıştır.(*)

Prof. Dr. Refia ŞEMİNBu konu, (İstanbul Üniversitesi Pedagoji Enstitüsü) tarafın­dan 100 ilkokul öğretmeni üzerinde yapılan ferdî bir araştırma ile (Eğitim Araştırmaları ve Değerlendirme Merkezi) nce 14.935 Orta öğretim öğretmenine doldurulan anketten alınan sonuçlara daya­narak hazırlanmıştır. (Semahat SÖZALAN, Orta öğretimde öğret­menlerin dilek ve şikâyetleri, Eğitim Araştırmaları Serisi, 10-20. 1962, Ankara). Her iki araştırmadan elde olunan sonuçlan Prof. Dr. Refia Şemin tasnif etmiş ve bunlar sayın Hikmet Dağlıoğlu ve sa­yın Dr. Sâdık Baykaner'in şahsî tecrübelerinin ışığı altında değer­lendirilmeğe çalışılmıştır,

İlkokul öğretmenlerinin Sorunları

ilkokul Öğretmenlerinin % 53 ünün mesleklerini isteyerek seç­memelerinde sorunların büyük bir payı olduğu görülmektedir. Bun­ların bertaraf edilmesi hâlinde ilkokul öğretmenliğinin daha câzib bir meslek hâline geleceği aşikârdır.

  1. Aile ile ilgili sorunlar.

ilkokulda öğretim, ailede verilen eğitimle beraber yürütüldüğü nispette verimli olabilir. Ancak bu işbirliği sağlanamamaktadır. Ailelerin çoğu (% 60) câhildir, fakirdir, ve çocuğu ile ilgilenmemek­tedir.

  1. öğrenci sorunları.

Öğrencilerin sınıflarda zihin seviyelerine göre ayrılmamış ol­maları, öğretmenin görevini zorlaştırmaktadır (% 45). Bu ise. bu türlü işlerin okullarımızda uzmanlara verilmesinin artık daha fazla beklemeğe tahammülü olmıyan bir zaruret hâline geldiğini göster­mektedir. Hem zamandan, hem binadan, hem de öğretmen emeğin­den tasarruf için bu yolda çalışmaların hızlandırılması gerekmek­tedir. Verilen derslerin, çocukların seviyelerine uymamasının da, öğretmenlerin çocuklarda gördükleri «avâreliğin» de (% 33) büyük bir payı olabilir.

İlkokullarda, mümkün olduğu nispette, ferdî bir öğretim yapıl­ması, verimi elbette arttıracaktır. Ancak sınıflarımız o derece dolu­dur ki (% 29) kollektif öğretim bile zorlukla yapılabilmektedir.

  1. öğretim sorunları.

Bunlar sırasiyle dört noktada toplanmaktadır :

  1. Müfredat programlarının ıslâhı (% 54)
  2. Ders araçlarının yetersizliği (% 45)
  3. Çifte öğretimin zorunlu oluşu (% 28)
  4. Okullarımızda uzman eğiticiye ihtiyaç (% 22) (Şüphesiz ki bu sonuncusu, hem öğretim, hem de eğitim açılarından çok önemli bir husustur).

4.İdarî sorunlar.

öğretmenler bu hususta Müfettişlerin değerlendirmelerinde süb­jektif kaldıklarından (% 13), Okul idaresinin de öğretmenin prestij ve otoritesini korumadığından şikâyetçidirler (% 9).

îdarî yönden ıslahı gereken şu noktalara da Komitemiz dik­kati çeker :

  1. Tâyin, terfi ve nakil işlerinin objektif müeyyidelere dayan­ması.
  2. öğretmenin inkilâpları koruma ve yayma fonksiyonunun ge­liştirilmesi (Bu hususta somut bir teklif olarak, doğulu öğ­retmenlerimizin batı illerimizde, batılı öğretmenlerin de doğu illerimizde belirli bir süre çalıştırılmaları yararlı mülâhaza olunmuştur).
  3. İnkilâbın yürümesi için özel bâzı tedbirlerin alınması zorun- luğu (Doğu, güneydoğu, hattâ güneydeki bâzı bölgelerde kı­yafet inkilâbınının gelişememesinden doğan gerilemelerin .önüne geçmek, türkçenin ana dil olarak yayılmasını sağla­mak üzere Eğitim Bakanlığının bu bölgelere özel eğitici, yol gösterici tesirler yapan müfettişler göndermesi, halk arasından öğretmenle işbirliği yapacak uyanık kimselerin teşkilâtlanmasına yardım etmesi gerekir).

5.Ekonomik sorunlar.

öğretmenler, maaşlarının yetersizliğinden ve konut ihtiyaçları­nın bilhassa köylerde karşılanamadığından yakınmaktadırlar.

Komitemiz, 1930 -1940 yıllarında, ilkokul öğretmeninin net maaş tabanının 30 TL, tavanının da 110 TL olduğunu göz önünde bulundurarak, bugünkü rayice göre, tabanın 1320 TL ve tavanın da 4840 TL olması gerektiği düşüncesindedir. Hâlen tavanın, bare­min birinci derecesi olan 150 ye çıkarılmış bulunması, eskisine göre ele geçmesi gereken miktarın ancak % 30 unu Bağlıyabilmektedir. Bu da öğretmen aylıklarının hiç olmazsa 3 kat artmasında bir zo- runluk bulunduğunu göstermektedir. Ayrıca, devlet memurlarının % 50 sini öğretmenler teşkil ettiği halde, devlet bütçesinin tümün­den sadece % 10 unun memurlara ayrılmış olması da, öğretmen ay­lıklarının arttırılması zaruretini açığa vurmaktadır.

öğretmenin refaha kavuşması, hem okulda verimini arttıracak, hem de ilerlemesini sağlıyacak ve mesleğini erken yaşlarda (50-60) terketmesini önliyecektir. Zira bu suretle, öğretmenin okuluna ve eğitim sorunlarına ayıracak daha fazla zamanı olacak, daha fazla para kazanmak için başka yerlerde iş aramıyacağından daha az yo­rulacak ve kendisi için okuma zamanına sahib olabilecektir.

İlkokul öğretmeninin lojman ihtiyacı da önemlidir ve şehirlerde bu ihtiyaç, ekonomik yetersizlik yüzünden, gereğince giderileme- mektedir. Aylıkları arttırıldığı takdirde, öğretmenler, mevkileriyle mütenasib, daha sıhhî yerlerde oturabilecekler ve medenî insanlar olarak sosyal ilişkilerini de besliyebileceklerdir.

Ekonomik sorunlar, orta öğretim seviyesinde de aynen ve âcilen ele alınması gereken tedbirlerle çözülebilir.

  1. öğretmenlerin yetiştirilmelerine ait sorunlar.

Komitemiz, öğretmenin başarısını arttırmak ve daha yüksek se­viyede öğrenim kapılarının kendisine açılmalarını sağlamak mak- sadiyle, lise öğrenimine dayalı 2 yıllık bir öğrenime tâbi tutulması­nın yerinde olacağı kanısındadır. Bu suretle öğretmen okullarına olan rağbet de daha çok artacaktır. Çünkü, Üniversitelere giremiyen gençler, Üniversiteye Giriş sınavlarına katılma şansına daima sahip
bulunacaklarından, hayata derhal atılmak için öğretmenliği seçebi­leceklerdir. Bu gençlerin iktidarları ne olursa olsun, böylece Üniver­sitelere tehacüm önlenmiş olacak ve gençlere de kendi yeteneklerine göre meslek seçme imkânı verilmiş bulunacaktır. Ayrıca, öğretmen Okullarında verilen 4 yıllık öğretim yerine 2 yıllık bir öğretimle % 50 bir tasarrufa gidilecek ve ilkokulların ihtiyaçları daha çabuk karşılanmış olacaktır.

  1. Mânevi ve sosyal sorunlar.

Anadolu’da kadın öğretmenlere karşı gösterilen menfi tepki (% 14), kaç göç zihniyetinin yer yer el’an yaşadığına ve kadına, erkeğe yapılana eşit bir muamele uygulanmadığına bir işarettir. Bu zihniyetin ortadan kalkması, sürekli bir eğitim cehdinin sarfına bağlıdır, öğretmen okullarında memleketimizdeki bu zihniyeti ta­nıtırken, eğitim sosyolojisinden yararlanarak, kadın öğretmenlerin halk tarafından sevilme ve sayılmasını sağlamak gerekir.

Hâlen öğretmenin genellikle toplumda prestijinin azaldığı gö­rülmektedir. Öğretmenin ekonomik bakımdan tatmini, bu durumun düzelmesinde büyük yardımcı olacaktır. Hayatını mâlî yönden sı­kıntısız idame ettirebilen bir öğretmen, meselâ özel Okulların istis­marına hedef olmıyacaktır. Bunun yanı sıra, öğretmen okullarında­ki öğretmen adayları, köy ve şehir hakkında yeterince aydınlatılır- larsa, öğretmen oldukları zaman bu prestiji bizzat kendilerinin araş­tırması sağlanmış olacaktır. Şurasını da ilâve edelim ki öğretmen adaylarının karakterlerinin formasyonunun bilfiil ele alınması, öğ­retmenin örnek bir insan olarak yetişmesinde büyük bir rol oynıya- caktır. İmam-Hatib okulları kurulmadan önce. Köy İlkokul öğret­meninin köyde İmamdan daha büyük bir prestije sahip bulunması­nın bir nedeni de kısmen, öğretmen Okullarında öğretmen adayları­nın karakter formasyonlarının üzerinde yeteri kadar durulduğu key­fiyetidir.

Ortaokul öğretmenlerinin Sorunları

8. öğretim sorunları.

Orta öğretim seviyesinde, öğretmenleri birinci derecede (Müf­redat Meseleleri) nin işgal ettiği (% 14.76) görülmektedir :

  1. Programlar zamanın ihtiyaçlarına cevap vermemektedir (% 9.68), ağırdır 2.55), hayati değildir (% 1.96), ez­berciliğe dayanmaktadır (% 0.57).
  2. Ders araçları azdır (% 12.97).
  3. imtihan Yönetmeliği ıslâha muhtaçtır (% 12.90).
  4. Ders kitapları ıslâha muhtaçtır (% 2.53).
  5. Sınıflarda öğrenci sayısı fazladır (Komite).
  6. Ders saatleri fazladır (% 1.27). Kıdeme göre ders saatleri­nin azaltılmasını ve bu suretle sağlanacak zamanın bir kıs­mını öğretmenin kültürünü genişletmeğe, ve okulundaki öğ­rencilere hasretmesini Komitemiz teklif etmektedir.
  7. Komitemiz aynı zamanda, öğretmenler arasında menşe bakı­mından mevcud hizibleşme ve ahenksizliğin öğretim ve eği­timde öğretmenin gücünü parçaladığı kanısındadır. Öğret­menleri menşe’lerine göre tayin etmek suretiyle bu sorunun çözülmesi kaabildir. Ancak öğretmenlerin verimlerini arttır­mak için, onları birbirlerine yaklaştırarak güçlerini çoğalt­mak gerektir. Bu da, aralarında dernekler kurarak öğretim alanındaki yeni buluşları birbirlerine bildirmelerini sağla­makla kaabildir (Bu, konferanslar, sempozyumlar düzenle­yerek, yayın yaparak gerçekleştirilebilir).
  8. öğretmen yetiştirme sorunları.

Kaliteli öğretmen yetiştirme sorunu üzerinde durulmakta (% 10.35) ve öğretmen yetiştirmeden okul açılmaması istenmekte­dir (% 7.65). Ayrıca öğretmenlerin görgü ve bilgilerinin arttırıl­ması şiddetle istenilmektedir. Bunun için de hizmet sırasında kurs ve seminerlerin tertibi (% 5.93) ve yurt içi ve yurt dışı inceleme­lerin yapılması (% 5.40) teklif edilmektedir.

  1. öğrenci sorunları.

öğretmenlere göre öğrencilerin kaliteleri her geçen yıl düşmek­tedir (% 3.22). Bunu düzeltmek için, ortaokul ve liselere giriş ve
bitirme sınavlarının konulması istenmektedir (% 7.48). Komitemiz bu meselenin, sâdece orta öğrenim değil, aynı zamanda Yüksek öğ­renim gençlerinin de temel problemi olduğuna kaanidir.

Üniversiteye tehacümü, yerinde bir ihtiyacın ifadesi hâline in­dirmek, lisede öğretmen, bina ve masraf israfının önüne geçmek için, orta öğretimde öğrenci meselesini plânlı bir ıslâhata tâbi tut­mak zorunludur. Bu da öğrencileri, ortaokul seviyesinden itibaren istidat ve kaabiliyetlerine göre okula ve mesleğe sevketmekle kaabil- dir. Orta öğretim öğretmenleri bu hususun gerçekleşmesi için okul­larında (Rehberlik Teşkilâtı) nın kurulmasını (% 1.53) ve çeşitli gayeli ortaokulların açılmasını istemektedirler (% 2.83),

Komitemiz ayrıca Orta öğrenim seviyesinde tahsili kolaylaş­tırmak için, öğrencilere burs verilmesini ve bunun hayata atıldıktan sonra ödenmesi yoluna gidilmesini yararlı görmektedir.

  1. Ekonomik sorunlar.

Bunlar İlkokul öğretmenlerinin sorunlarının aynıdır.

  1. İdari sorunlar.

Orta öğretimde de tâyin, nakil işlerinin keyfi olmaktan kurtarıl­ması (% 2.25), teftiş sisteminin değiştirilmesi (% 0.89) — müfet­tişin hatâ aramaktan ziyade yol gösterici olması—, okul yöneticile­rinin anlayışlı ve objektif olmaları, öğretmenlerle işbirliği yapma­ları (% 0.93), öğretmenin herhangi bir baskı altında bırakılmadan tam bir özgürlükle mesleğinin gereklerini yerine getirmesi (% 0.42) istenmektedir.

  1. Eğitim sorunları.

Gençlerin karakter ve şahsî teşebbüs sahibi birer vatandaş ola­rak yetiştirilebilmesi için okulda eğitim işinin ciddî bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Hâlen mevcud olan Disiplin Yönetmeliği ih­tiyacı karşılamamaktadır (% 3.66). öğrenciler çok disiplinsizdirler (% 2.06), okullarda ahlâk eğitimine ihtiyaç vardır (% 4,33). öğren-
çilerin kendi vicdanlarına dayanarak hür bir şekilde karar verebil­melerini sağlamak için okulda Öğretmen-Öğrenci münasebetlerinin baskı sistemine değil, karşılıklı saygı anlayışına dayanması gerekir.

Okula öğretmenlerin dışında, onlarla işbirliği eden Uzman Eğiti­cilerin (Psiko-pedagok) çalıştırılması, öğrencinin ruh sağlığını ko­rumak, bozuk olduğu takdirde onu yeniden düzene sokmak hususun­da zorunludur.

(*) Prof. Dr. Refia ŞEMİN, İstanbul Üniversitesi'nin 1937'de kurulan Tecrübi Psikoloji Kürsüsü'nün (daha sonra Pedagoji Enstitüsü ve Psikoloji Bölümü olarak faaliyetlerine devam etmiştir) ilk kadın akademisyenidir. Zeka ve yeteneklerin tanılanması ile ilgili ilk akademik araştırmalar, Alfa testi ile WISC başta olmak üzere zeka ve yetenek testinin Türkiye'ye kazandırılması, psikolojik testlerin geliştirilmesi, testlerin uygulanması, test uygulayıcılarının yetiştirilmesi başta olmak üzere pekçok konuda öncü olma onuru ve ünvanına sahip Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği nadide eğitim öncüleri arasında yer almaktadır.

Reklamlar