ÇOCUK KABİLİYETLERİNİN TEŞHİSİ - İbrahim Alaeddin- 1924
Transkript: Erol KÖMÜR
Terakki ve medeniyetin insan hayatını gittikçe daha mürekkeb ve muaddıl bir şekle tahvil etmekte olduğu meydandadır. Bunun neticesi olarak taksim-i mesai ihtiyacı gittikçe inceleşiyor, meslek ve ihtisas şubeleri seneden seneye şayan-ı hayret bir surette artıyor.
Terbiyenin en tabii rehberi bittabi içinde bulunduğumuz hayatın hakikatleri ve ihtiyaçları olmak lazım gelir. İşte bu hakikat ve ihtiyacın elcay-ı müşahedesiyledir ki bugünkü terbiye mesaisinin en hakim-i iştigali çocuk kabiliyetlerinin tayin ve teşhisi mesailine aid bulunuyor. Fertler ve aileler gibi hükümetler ve milletler de çocukların bir an evvel fıtraten en müstaid, ihtiyac-ı ruhi noktasından en meyyal ve teşkilat-ı maneviye cihetiyle en uygun buldukları sanatları ve meslekleri bilmek ihtiyacındadırlar. İşlerinde muvaffakiyetli bulduğumuz adamları bu iş için yaratılmıştır diye tavsif ederiz filhakika bir insanın yaradılış itibariyle en müstaid bulunduğu mesleğe sevk edilmiş olması hem o fert ile mesleğin, hem de içinde yaşadığı hükümet ve milletin karınadır. Hatta böyle adamların bazen mühim bir muvaffakiyete mazhar olmaları mensup oldukları milletin hepsine hem şeref, hem refah temin edebilyor.
Bu hakikat ve bu ihtiyaç bir defa meydana çıkınca ruhiyat ve terbiye ile uğraşanların fazla mücerret nazariyelerinden silkinerek, parlak felsefe vecizelerinden kendilerini kurtararak bu meseleyi ta’mik etmeleri tabiidir. Ve nitekim öyle oldu. Umumi harp esnasında Amerika ve Avrupanın az çok tevkife uğrayan veya umumi bir mahiyet alamayan ruhiyat ve terbiye sahasındaki faaliyetleri harbi müteakip ve bilhassa son üç dört sene zarfında en mühim inkişafını daha ziyade bu mevzu etrafında göstermiştir.
Şimdi mekteplerde, laboratuarlarda ve mecmualarda daima bu bahis hükümrandır. İkide, birde falan veya falan nevi ruhi temayülün, şu veya bu yoldaki istidadın, muhtelif sanat ve meslek kabiliyetinin tayini için bulunmuş veya tecrübe edilmiş yeni yeni maayarlardan, (mihenk=test)lerden ve usullerden hararetle bahsedildiği görülüyor.
Doğrusu bir insanın ve bilhassa bir çocuğun ruhi seviyesini, herhangi bir sanata müteallik kabiliyetini, zekasını ve tekmil manevi evsafını riyazi bir katiyetle tayin edebilecek bir usul ve mizan henüz bulunmuş değildir ve bulunması da belki müstehildir. Ancak senelerden beri devam eden taharriyat ve tecarib bu uğurdaki faaliyetin fevkalade tekmilini ve terakkisini mucib oldu.
Eskiden bir sanata ve memuriyete girerken tahsil vesikası ve tabip raporu kifayet ederdi. Şimdi bir çok memleketlerde bunlarla beraber bir de ruhi kabiliyet muayenesi usulü kabul edilmiştir. Büyük sanayi merkezlerinde binlerce ve onbinlerce amele çalıştıran fabrikalar, birçok kimyager, mühendis, mimar ve doktor istihdam ettikleri gibi miktar-ı kafi ruhiyat mütehassısı da istihdamına başlamışlardır. Çünkü muazzam bir fabrikada yüzlerce çeşit-i mesainin evsafı ruhiye itibariyle en muvafık insanlara seçilerek verilebilmiş olması müessesenin menfaati iktizasındandır. Ve bazen makinistlerin ve her türlü amelenin bu noktadan iyi intihap edilmiş olması mühim suhuletlerin ve şayan-ı istifade keşiflerin meydana gelmesini teshil ediyor.
Yalnız yetişkinlere ait olan fabrika ve amele mesaisinde değil, çocukların sanat ve mesleğe sevki esnasında da ruhiyatşinaslar adeta birer doktor gibi fiilen müdahaleye başladılar. Amerika’da, Almanya’da, hatta Fransa’da doktorların, avukatların ve mukavelat muharrirlerinin büroları gibi ruhiyatşinaslar da yer yer böyle tecrübehaneler açtılar. Ve ebeveyn, aile veya darüleytam vesaire gibi çocuk müesseseleri ellerindeki etfali bir işe sevk etmeden, bir meslek veya müessesine vermeden evvel bir defa ruhi kabiliyet teşhisi için onlara müracaatı bir zaruret şeklinde telakki etmeğe başladılar.
Onbeş sene kadar evvel Binet ve Simon’un müştereken yaptıkları “Zeka Mikyası” tecrübe ve mihenkleri yalnız Avrupa’da değil bütün Dünya’da çok şamil ve heyecanlı bir tesir yaptı. Cihanın hemen her lisanına nakledilmiş olan bu mikyasları ben de on sene kadar evvel Türkçemizde neşretmiştim. O zaman Maarif Nezareti Telif ve Tercüme Encümeni’nde Matbaa-i Amire’de birbirini müteakip iki defa tab edilen bu kitabın bugün nüshası kalmamıştır. Üç, dört bin kişi tarafından alınmış ve belki kısmen okunmuş olması lazım gelen Zeka Mikyası bizde belki böyle bir meselenin mevcudiyetini ihbar etmiştir. Fakat kafi derecede merak ve tecessüs uyandırdığına dair hiçbir nişane yoktur. Mamafih meslektaşlarımızın bu kabil hissi ve mesleği iştigale hasr-ı nefes ve zaman edecek derecede nefes alamadıklarını da nazar-ı dikkatten uzak bulundurmamalıyız.
Bahsettiğim Binet ve Simon Mikyası kıymetini daima muhafaza etmekle beraber bugün birçok ıslahat ve ilavelerle ehemmiyetli tekamüller kazanmıştır. Ondan maada muhtelif maksat için meydana gelen fikir ve manevi kabiliyet ölçülerinin, meslekî temayül teşhisi usullerinin envaı o kadar arttı ki bir makalede değil, bir kitapta bile tarif edilemezler.
Ben mesleğimin şu muazzez mecmuasında hizmet-i neşriyeyi şükran ile kabul ettiğim zaman “Çocuk Kabiliyetlerinin Teşhisine” mütealliki mesaiy-i azime hakkında bir silsile-i makalat neş etmeği tasarlamıştım. Ve işte onlardan birincisi meslektaşlarıma şu sahifelerde arz ediyorum.
Çocuk Kabiliyetlerinin Teşhisi hakkındaki mesaiden bahsetmeden evvel bu işin tarihçesini icmal etmek karileri daha ihatalı ve hazırlıklı bulunduracağı için müfiddir. Ben bu tarihçeyi üstadım Edward Holbert’in bu sene neşrettiği bir eserden[1] iktibas etmeği en yeni ve en sezay-ı istinad bir vesika olmak itibariyle mecruh buldum.
Malumdur ki insanlar öteden beri hemnevilerinin havilerini, seciye ve kabiliyetlerini keşf ve tahmine çalışırlardı. Muhatabının muzammirini anlayabilmek cemiyet halinde yaşayan her ferdin en tabii ve ibtidai bir endişesidir. Bu maksatla ilk zamanlarda yıldızlardan istiane edilir ve ilm-i nücum ile herkesin fıtrat ve mukadderatı bilinmek istenirdi. Kezalik eldeki çizgilerin, simadaki muhtelif azanın şekilleri delaletiyle insanları tanımak isteyenler vardı. De La Chambre’ın İnsanları Tanımak Sanatı ismindeki eseri 1662’de neşrolundu.
İlm-i Sima (Physiognomonie) ki nispeten daha müspet esaslara müsteniddir. Porta 1586 ve Lavater 1775 namındaki iki adam tarafından tesis olundu. Şarkta da ilm-i simaya ait eski eserler ve bu meyanda meşhur Kıyafetname gibi kitaplar telif olunmuştur. Bazıları başın şeklinden havileri istidlal etmeğe tevessül etti ki 1810 tarihine doğru Gal tarafından icat edilen bir usul ilk zamanlarda çok heyecan uyandırmış olmakla beraber sonra ehemmiyetini kaybetmiştir. Bir kısım erbab-ı merak da yazıların şekilleri delaletiyle tabiatları keşf usulünü meydana çıkardılar. Grafoloji ismini alan bu şube-i tedkik bidayeten Lavater ve rahip Mişon 1873 tarafından mevzu-u bahs edilmiş, üzerlerinde bazı tedkikat yapılmakla beraber kafi derecede terakki edememiş ve emniyet bahş bir şube-i ilm haline gelememiştir.
Bütün bu tadad edilen vesait-i tahmin ile filvaki bazen pek isabetli teşhisler yapılıyordu. Fakat ilmî bir usule müstenid olmamaları hasebiyle kısır kalmağa ve fazla semeradar olmamağa mahkumdular.
İnsanlar arasında ihtilaf ferdiyeti ilk defa ilmi bir usul ile vaz ve tesis eden zat İngiliz (beşeriyet Antropologie) mütehasassı meşhur Galton’dur. Mamafih Galton’un ihtilaf-ı zürriyet hakkında bir takım ölçüler tesis etmesi doktorların veya pedagogların istifade edecekleri bir şekilde ve o maksatla yapılmış bir tetkik değildi. (Nesl-i Beşerin Islahı Eugenique) diye şöhret alan ilim şubesinin vaz’ı-ı olan bu zat o vasıta ile insanlar arasındaki istifa imkanını ispat etmek istiyordu. Lakin haddizatında mahdud olan usulü mevzumuzun ittisaına pek ziyade müessir olmuştur.
İki ferd arasındaki ruhi kabiliyet farkını ilk defa tecrübe ile tayin etmeye teşebbüs eden Roger ve Würzburg isminde iki emraz-ı ruhiye mütehassısıdır. Beyninden yaralı bir hasta üzerinde (1885) yapılan bu tecrübeler (tabii normal) insanlarla mukayese neticesinde muntazam bir silsile altına alınmadığı için ancak umumi bir fikir edinmeğe hizmet etmekle kalmıştır. Aynı tarihte İtalya cezaiyyunundan Lombrozo’da mücrimlerin secayay-ı mahsusası ve bunların zahirî alametleri hakkında birtakım tedkikatda bulundu ve Alman Erwin fertlerin ruhi ihtilafları hakkında yine o tarihte bazı tecrübe usulleri ortaya koydu ki (Bir Metindeki Harfleri Saymak veya İşaret Etmek, Bir Sahifedeki Hataları Çizmek, Manasız Cümleleri Ezberlemek, Cem Yapmak, Okumak ilaahir) gibi usulleri bu meyandadır.
1890 tarihinde Amerikalı Gattel ismindeki ruhiyatşinas bir ferdin simay-ı manevisini tayin için birtakım tecrübeleri ileri sürmüş ve bunların adına (mehk-i manevi mental tests) ünvanını vermişti. Muhtelif ruhi kabiliyetlere teallük eden bu mehklerin miktarı ona baliğ olup şunlardır:
Gattel bu tecrübe silsilesine elli adet mehkten mürekkep olarak diğer bir silsile daha ilave etmiştir ki bunları mektepli çocukların manevi teşhislerine tahsis eylemişti. Bunların 14 adedi İhsas-ı Basriye 8’i Hiss-i Sami’ye 17 adedi diğer ihsasata 7’si ruhi kabiliyetlerin imtidadlarına ve sonuncular da hafıza ile dikkate aittir. Gattel bütün bu mufassal tecrübelerin ifade edeceği amelî faideyi zikr etmediği için bunlar mekteplerde pek cay-ı kabul bulmamıştır. Ancak çocukların teşhisi için kullanılan mehklerin meydana gelmesine pişva teşebbüslerden en mühimini teşkil eylemiştir. Amerika’da Gattel’i o zaman birçok ruhiyatşinaslar buna memasil mehkler neşr ve teklif etmiştir.
Mesela 1891’de Monstri, 1892’de Bolton, 1893’de Jastrow ve Siriptor ismindeki zevatın teklif ettikleri mehkler bu kabildendir. İşte (Binet ve Simon)’un meşhur (Zeka Mikyası) mehklerinden evvel bu husustaki tecaribi hazırlayan teşebbüsler hulasaten bunlardan ibarettir. Fakat bunları takip eden mesai daha feyyaz ve bilhassa çocuk ruhiyatının bu kısmını zamanımızdaki tecaribi hazırladıkları için daha fazla muhtac-ı tafsil buluyor ve bu itibar ile müteakip makaleme tehir etmeğe mecbur oluyorum.
İbrahim Alaeddin 1924
Transkript: Erol Kömür 1994 Eskişehir
[1] Comment diagnestiquer les aptitudes chez les ecoliers. Dr. Edouard Claparede Paris Flamarion 1924.